11 Ocak 2014 Cumartesi

First 13th Friday Without You Guys

"O gün, tüm diğer 13. Cuma'larda yaptığımız gibi, kızlarla birimizin evinde buluşmayı planlamıştık. 13. Cuma korku gecesiydi ya da o güne göre lanet gecesi olabilirdi. Sadece birbirimizi korkutarak geçirdiğimiz küçüklük günlerimizden kalma, bir araya gelme bahanesiydi. Basit. Anlamlı.
O günü lanet gecesi saymamız demek, birimizin kötü bir gün geçirmesi yüzünden lanetlendiği üzerinden fikir yürütme muhabbetinin döndüğü, sıkılırsak hiç olmadı mısır patlatıp film izlediğimiz bir gün olurdu.
Gece korku gecesiyse, o gece sadece bir araya gelmeyi planlamışız ve günümüz gayet normal geçmiş demekti.
Ama dün, yani yeni yılın ilk 13. Cuma'sında işler her zamanki gibi gitmedi." dedim. Herkes bana soran gözlerle bakıyordu.
"13. Cuma saatsel olarak yeni başladığında, henüz iki dakika geçmişti, Yeliz aradı.
'Gelemiyorum, lütfen kusura bakma. Bu günün özel olduğunun ve hepimizin toplanması için nadir bir bahane olduğunun da farkındayım. Ama gelemem,' dedi.
'İyi bir sebebin olsa iyi olur!' dedim çıkışarak. Artık hayatlarımız eskisi gibi boş değildi, hepimizin bir işi, bir ailesi vardı ve 13. Cuma buluşmaları senenin ajandalarını aldığımızda belirlerdik. Bu yüzden başka bir güne ayarlamak.. Nasıl söyleyebilirim ki, imkansız gibiydi." Yavaş yavaş anlatıyordum çünkü hala hazmetmesi zordu.
"Anlıyoruz. İstediğin gibi anlat, biz buradayız, sakin ol ve mümkünse bir şey atlamamaya çalış." derken görevli, ben o klasik Amerikan filmi sahnesini yaşıyordum. Apartmanın önüne çökmüş, sırtımda bir battaniye, elinde not defteri olan bir kaç insana bir şeyler anlatmaya çalışıyordum.
" 'Annem...' dedi. İç çekişinden yine her zamanki gibi sessiz sakin ağladığını anladım. Sesi normal gelirdi ağladığını anlayamazdınız ama süt dökmüş kedi gibi hali olurdu ve bu onu ele verirdi. Nasıl hayal edebilirdiniz bilmiyorum bu ağlama şeklini ama bunu bilen bir tek ben kaldım, idare edin. Neyse. Annesini hastaneye kaldırmışlardı ve refakat için yanında durabilecek bir tek Yeliz vardı. Zaten yalnız bırakmazdı onu. Kızlardan bir tanesinin oğlu okulda kavga etmişti ve eve yüzü gözü morarmış eve dönmüştü. Bu ilk kez olan bir şeydi evlerinde. 5 kişiydik. 2'si daha öğlen 12'den gelemeyeceğini söylemişti. Azra'ya sorsanız bu tam bir 13. Cuma alametiydi. Bir arada olamazsak sonsuza dek ayrılacağımızı inanırdık... Ah, çok komik geliyor şimdi. O zaman da 13 yaşındalardı. Ben onlardan 1 yaş küçüğüm.. Candan, Azra'sız gelmezdi zaten. Bu da kesindi. Geriye Serpil kalıyordu... O sarhoş şoför ona çarpmadan önce... Yeni bir işi olmuştu oysa..!"
Uyandı.
Aynı rüyayı kim bilir kaçıncı kez görmenin garipliğine uyandı.