Fazla güzel gözleriyle süzmeye devam etti beni. |
"Görmemen gereken şeyleri görmekte üstüne yok Emma," dedi. Elinde tuttuğunu bıçaktan yere kan damlıyordu. "Sana daha fazla iş çıkarmayayım.." Kar beyaz elbisesinin eteğine bıçağı siliverdi.
Küfür etti, "Bak senin suçun bu. Elbiseyi James almıştı."
"Ne yapıyorsan kendine yapıyorsun Nicki." İsmini büyük bir tiksintiyle söylemiştim.
Güneş gözlüklerim hala takılıydı. |
Elime baktı. Lolipopu ağzıma götürmeden önce bir kahkaha attım.
Emma şu ana kadar oynadığım oyunun, oynadığımız oyunun farkında değildi.
"Biz genelde 2-3 gündür tanıdığımız insanlara güvenmeyiz. James'le tanışalı ne kadar olmuştu?"
Gözlüklerimi çıkardım. |
"Bu onu tanıman için yeterli bir süre değil." Gözlüklerimi çıkardım. "Benim birine güvenmem genelde 75 yılı buluyor." James'i işaret ettim. "Onunla 253 yıldır beraber avlanıyoruz."
"Anlamıyorum..."
Yüzünde yine o hınzır gülüş vardı. |
"Bayanlar önden," dedi James. Yüzünde yine o hınzır gülüş vardı.
Uyandı.
Ellerinde kan vardı..
heeeey senin şu ilginç öyküleriin. sevindim yaaaa. bi de şu "uyandı" yı pek seviyom. yani hepsi bi rüya gibiii. seni tekrar görmek ne güzel ama yaa :)
YanıtlaSilSağol deep :)
SilSağol deep :)
Sil