"Çok önceden almıştım bu önlemi. Ne diyeceğimi düşünmüştüm. Hani bugün gelirse, kendime ve
sana hatırlatabilmek için. Sinirle ya da çok büyük bir üzüntüyle yanlış şeyler
söylememek için. Söylediysem bile kendime gelip durumu düzeltebilmek için.
Seni ben çok seviyorum. Sesini düşünürüm, gülüşünü, kokunu.. hepsi
her zaman ezberimdedir. El ele tutuştuğumuz zaman hissettiğim o avucunun içindeki
sıcaklık, başımı göğsüne koyup kalp atışlarını dinleyerek uyumanın verdiği
huzur hiç gitmez aklımdan. Uyumak üzere dağılırız, ben bunları düşünerek
uyurum.
Sen benden 15 adım uzaktayken, yanındayken bile aramızda 1000 km
var gibi gelirdi bana. Ama sevgin kalbimde oyle sıcaktı ki, sanki yine sen yanımdasın
da öyle uyuyormuşum gibiydi.
Ben seni çok sevmekten korkmuştum. Aşktan korkmuştum. O yüzden
ben konustuğumuzda tutarsız davrandım."
dedim. Gözleri bunları söylemek için çok
geç olduğunu bana acı acı bildirirken o göz yaşlarımı sildi.
"Üzgünüm ama senin beni severken kendini harcamanı
izleyemeyeceğim,"
"Üzgünüm ben en başından biliyordum. Biz seninle ya çok mutlu
olacaktık ya da birimizden birimiz aldatacaktı. Bunu yapanın sen olması daha
iyi çünkü ben senin arkandan konuşacak kadar düşmeyeceğim. Seni seviyorum ama
bu seninle birlikte olmak istediğim anlamına gelmiyor,"
Yüzüme afallamışçasına baktı. Sanki ben zayıfmışım o beni teselli etmeliymiş ruh halinden sıyrılıyordu yavaş yavaş. Yani artık sorumlu hissetmiyordu. Her hücresine özgürlük yayılıncaya kadar onu izledim. Gülümseyişine öz güven yine oturdu.
"Siktir git, diyorum kısaca," dedim "Senin gibi bir pezevenge ne arkadaş ne de sevgili olarak ihtiyacım var,"
Yine afalladı.
Uyandı.
Kalbinin kuş gibi özgür kalışıyla uyandı.
"Seni seviyorum ama bu seninle birlikte olmak istediğim anlamına gelmiyor"
YanıtlaSilSanırım bu cümle içinden alıp aklımın bir köşesinde saklayacağım bir söz. :))
Derin bir anlamı var :)
Sil