Mutluluk neydi ki? Ben papatyalarla dolu bir yerde koşuyordum. Üzerimde yazlık bir elbise... Saçlarım savruluyor, elbisemin etekleri dalgalanıyor.. Rüzgar yüzüme vuruyor.
Ama galiba bütün olay klasik mutluluk tablolarından kurtulup kendi mutluluğumuzu bulmamızda. Kendi mutluluk tablomuzu yaratmamızda..
Ama buradaki asıl olay benim arkamdan gelen adamdı. Benim arkamdan da bağırıyordu üstelik! "Kaç!" diyordu. "Kaçmazsan kesin yakalanacaksın."
Kim öldüreceği kişiye kaçmasını söylerdi ki? Papatyalar hızla solmaya, kararmaya başladı. Boyunlarını büktüler. Renkler kayboluyordu, her taraf grinin tonlarındaydı. Yağmur yağmaya başladı.
Olaylar değil düşünceler vardı.
Ama uyanmak istemedi...
Haftasonu geri döneceğim. :)
Yine çok içten.. :)
YanıtlaSilElimden geldiğince.. :)
YanıtlaSilİstanbul'da sonbahar..
YanıtlaSil(Şu yorumlar da ki onayi kaldirsan cook super oluur)
aynen
SilKaldırdım :)
huzur içinde gerilim.
YanıtlaSil:)
yeni yazıların ne kadar iyi oldu ya.
:)
Aynen öyle deep.
SilKorku, gerilim yazmayı seviyorum.
Çook teşekkürler :)